yıldız tarihi 2017.08.05


''O an içimdeki bu donuklaşma sürecinin ne kadar ilerlemiş olduğunu birden görüverdim - hiçbir yere tutunmadan, hiçbir yerde köklenmeden, akan suyun üzerinde kayar gibi yaşıyordum ve bu soğuklukta ölü, cesedimsi bir yan olduğunu gayet iyi biliyordum; gerçi henüz çürümenin kötü kokan soluğu hissedilmiyordu, ama umarsız bir dokunluk, acımasız, soğuk bir duygusuzluk yerleşmiş, yani bedensel anlamda gerçek ölümün ve çürümenin dışarıdan da görüldüğü aşamanın eşiğine gelmiştim.''

Zaman içinde hissizleşen, hayata dair hiçbir heyecan duymayan bir burjuvanın ruhunu geri kazanmasını anlatıyor bu kitap. Bir hissizlik süreciyle başlıyor. Sevgilisi tarafından uzunca bir mektupla terk edilen kahramanımız bu ayrılığın onda hiçbir insani duygu uyandırmadığını fark eder, pek çok olayda bu farkındalık pekişir ve daha derin bir depresyona neden olur. Bu hissizliğin içinde çemberi kıracak bir hareket olur, küçük bir suç. Ve olağanüstü bir gecede, kahramanımız tüm bu yabancılaşmanın, hareketsizliğin içinde yaşamı yeniden yakalamayı sınıfsal bir farkta ve ancak başka insanların mutluluğunu amaçlayarak öğrenir.