yıldız tarihi 2015.12.12



Çok uzun zamandır gitmediğim bir yerdeydim bugün. Üniversitenin ilk senelerinde haftada en az iki üç kez gittiğim bir rock bar. Ankara'da meşhurdur kat barları, ama burası tabiri caizse cehennemin yedi katı gibi bir apartman. Girişte meyhanelerle başlayan, pavyonlar, türkü barlar, Rizeliler derneği, metal barlar, sanat cafeleri halinde üst üste yığılmış bir kültür karmaşası. Her mekandan çıkan müzikler apartman içinde birbirine karışır, merdivenler ise tipleri değişse de gelir düzeyi sabit insanların oluşturduğu kalabalıkla adeta 'görsel bir şölendir'.

Bu karmaşayı atlatıp dördüncü kata ulaştığınızda ise karşınızda Always belirir. 70-80 dönemine ait klasik metal ve rock müziği kendine şiar edinmiş, ucuz birası ile üniversite gençliğine hitap eden bir mekan. İşte benim de üniversitedeki toy yıllarımın çoğu o duvarlara, Jim Morrison posterinin hemen altına, James Hetfield'ın karşısına ve koridorlara sinmiştir.

Farklı insanlarla atılan bolca kahkaha, Sadri Alışık'a özenip tüketilen alkol miktarını hesaplamaya çalışıp ucu kaçınca bırakmak, son içkilerle istenen 'Turn the Page', partiler, kostümler, doğum günleri, birden fazla ilişkinin başlangıcı, bolca öpüşme, bir ilişkinin bitişi, bir o kadar ağlama, biraz ileride balkondan düşen arkadaş, sürprizler, beni sevdiğini söyleyen adamlar, yumruk attığım bir adam, tam ihtiyacım olduğunda beni çekip çıkaran bir dost, hafızamı yitirdiğim geceler, asla unutmayacağım akşamlar, bar sahibiyle uçarcasına yapılan danslar, anonslar, gazlar, polisler, ansızın gelişen oyunlar,yazılar, tanışmalar ve vedalar...

Ve ben ilk kez anılarımın benden bu kadar uzak oluşuna şaşarak kımıldamadan durdum. Bir zamanlar kendimi ait hissettiğim her şey, bana ait hissettiğim her şey öylesine uzak ki. Hayatımın çoktan ölmüş renkli bir kısmına geç de olsa usulünce veda etmek istedim.

''And it echoes when I breathe
Until all you see is my ghost
Empty vessel, crooked teeth
Wish you could see''